Anasayfa
Hakkımızda
Yayın Kurulu
Arşiv
Künye
İletişim
Ayın Konusu
Kongre Takvimi
Kitap Köşesi
Sağlık & Tıp Dernekleri
 
 

 

 

 
 
 
Ruh Sağlığı
 

Panik Atak tedavisinde yeni bir alternatif

'Kabul ve Kararlılık Terapisi'
 

Basit bir endişe ya da günlük hayatı yaşanmaz hale getirebilecek şiddette bir kaygı fark etmiyor. Anksiyete bozuklukları tedavi edilmediği takdirde kişide yıkıcı etkilere sebep olabiliyor.

Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden Dr. Hasan Turan Karatepe, özellikle kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen kaygı bozukluklarının mutlaka profesyonel yardım ile kontrol altına alınması gerektiğini belirtiyor.

Anksiyete oldukça sık yaşanan psikolojik bir durumdur. Bu durumlardan bazıları rahatsız edici boyutlarda olabilir. Bu türden durumlarda en sık rastladığımız tablo panik atak ve benzeri yoğunlaşmış kaygı dönemleridir. Panik atakta diğer kaygı bozukluklarında da görülebilen ve ani gelişen yoğun bir dehşet hali, ölüm korkusu, delirme, aklını yitirme korkusu gibi semptomlar görülebilir. Beraberinde bedensel belirtiler de eşlik eder. Çarpıntı, nefes darlığı, terleme, göğüste baskı hissi gibi. Panik bozukluk tedavisinde son yıllarda ülkemizde Dr. Fatih Yavuz ile birlikte yaygınlaştırmaya çalıştığımız ‘Kabul ve Kararlılık Terapisi’ oldukça başarılı sonuçlar vermektedir. Bu yöntemde kişinin içsel düşünce ve inanışlarıyla çatışması engellenerek, kendi değerleri doğrultusundaki davranışlarının arttırılması hedefleniyor.

Yaşam kalitesini bozuyor

Herkesin gün içerisinde bazı kaygı belirtileri yaşıyor. Ancak bu halden rahatsız olup psikiyatriye başvuran kişilerde kaygı bozukluklarının olumsuz etkilerinin daha fazla olduğu görülüyor. Aradaki fark kaygıya yaklaşım biçimlerinde gizlidir. Tedavi arayışı içinde olmayanlar kaygı belirtileriyle daha az uğraşır, bu belirtileri daha az önemserler. Tedavi için başvuranlar ise kaygı belirtilerinin olumsuz ve yıkıcı sonuçlarına daha fazla odaklanırlar. Böylece kaygı hissine karşı tahammülleri azalır ve bir an önce bu olumsuz duygudan kurtulmaya çalışırlar. Panik atağı bir hastalığa dönüştüren dinamik de bu farkta yatıyor.

 

Hayattan uzaklaştırıyor

Kişi, “Eğer ortadan kaldıramazsam, şu an yaşadığım kaygı belirtileri üzerimde kalıcı zararlar bırakabilir... ” düşüncesi ile birlikte yaşamak ve endişe halini gidermeye odaklanmak kişiyi yaşamak istediği hayattan uzaklaştırır. Panik atak normal popülasyonda da sıklıkla görülebilen bir psikolojik haldir; kişi için stres kaynağı olan durumlar meydana geldiğinde panik atak belirtileri ortaya çıkar, kişide olumsuz hislere sebep olur ve bir süre kişi üzerinde etki gösterip, kaybolur. Ancak bunu bir rahatsızlığa dönüştüren şey, bu kaygının ciddi zararlar bırakacağı korkusuna teslim olunması ve kişinin, zamanının çoğunu kaygısını azaltmaya çalışmakla geçirmesidir.

Değer alanlarını yeniden fark ediyorlar

Davranışçı teknikler tüm anksiyete bozukluklarında, örneğin fobilerde yıllardır kullanılan ve çok iyi sonuçlar elde edilen yöntemlerdir. Bunu da şöyle özetleyebiliriz: Korkulan ya da kaygı duyulan duruma kişinin kademeli bir şekilde yaklaşması ve buna karşı duyarsızlaşmasıdır. Son yıllarda yaygınlaşan Kabul ve Kararlılık Terapisi’nde ise kişinin kaygı duygusu ve onu besleyen düşüncelerle çatışma halinden kurtulması amaçlanır. Kaygı belirtilerini azaltmaya çalıştığı dönemde ihmal ettiği, kendisi için önemli olan değer alanlarına karşı farkındalığı arttırılır. Olumsuz duygulara da yer açarak, değerleri doğrultusundaki davranışlarının arttırılması hedeflenir.

Kişi içsel sıkıntılarıyla uğraşırken kendisi için önemli olan birçok şeyden vazgeçiyor ve hayatında önem verdiği alanların atak dönemlerinde erteleniyor. Örneğin panik atak yaşamış biri atağın tekrarlanma riskini gözeterek eşi ve çocuklarıyla birlikte hafta sonu dışarıya çıkmayabiliyor. Depresyon belirtilerinden muzdarip bir üniversite öğrencisi, ‘Nasıl olsa ortama uyamayacağım ve dertlerimle onların da canını sıkacağım’ düşünceleriyle arkadaşlarından uzak duruyor. Kabul ve Kararlılık terapisi ile bu kişilerde onlar için gerçekten önemli olan ve psikolojik sıkıntıları nedeniyle üzeri örtülmüş olan değer alanlarını açığa çıkarmaya gayret ediyoruz. İç sıkıntısı ile ilgili düşüncelerini değiştirmeye çalışmadan, olumsuz duygu ve düşüncelerin davranışları üzerindeki etkisini kırmaya çalışıyoruz. İşte tam bu noktada kişinin değerlerini bir nevi iyileştirici güç olarak sunuyoruz.

Amaç; psikolojik esnekliğini arttırabilmek

Amacımız davranışlarını planlarken artık onu engelleyen bu düşünceleri, duyguları hesaba katmamasını sağlayabilmek. İçsel süreçlerine dair farkındalık geliştirmesini ve böylece düşünceleriyle arasına bir mesafe koyarak bunlardan ayrışıp kendisi için önemli olana yönelmesini işaret ediyoruz. Yani kısaca amacımız belirtileri azaltmak değil istediği hayatı yaşayabilmesi için kişinin psikolojik esnekliğini arttırabilmektir. Merkeze sıkıntılarını değil, kendi değerlerini koymasını sağlamak; İyi bir anne baba olmak, yardımsever olmak, destekleyici bir arkadaş gibi davranmak, işini hakkıyla yapabilmek gibi...

Hangi durumda bir psikiyatri uzmanına başvulurmalı ?

Anksiyete bozuklukları gerginlik huzursuzluk yaratan, yaşam kalitesini azaltan, kişiyi yapmak istediği şeylerden alıkoyan bozukluklardır. Nefes darlığı, çarpıntı, bulantı, baş dönmesi gibi belirtileri yaşayan kişilere öncelikle genel tıbbi muayenelerini yaptırmalarını, eğer bu belirtileri açıklayacak bir hastalık tespit edilememiş ise psikiyatriye başvurmalarını öneririz.

 

 

27 Ocak 2016

Zeynep Çetinkaya

Copyright © populersaglikdergisi.com