Popüler Sağlık Dergisi
 
Anasayfa
Hakkımızda
Yayın Kurulu
Arşiv
Künye
İletişim
Ayın Konusu -Güncel
Kongre Takvimi-Güncel
Kitap Köşesi
Sağlık & Tıp Dernekleri
Popüler Sağlık Dergisi
Reklam Vermek İçin
 
 
 
 
 
 
TIBBIN GÖREN GÖZÜ ‘RADYOLOJİ'
 

Kasım 1895'de Wilhelm Conrad Röntgen 'in X- ışınlarının keşfi ve aynı yıl ilk kez X- ışınlarının tanı amaçlı kullanımının başlamasıyla birlikte, tıpta önemli bir çağın da başlangıcı oldu. O günden bugüne teknolojideki baş döndürücü gelişme ve ilerleme radyolojiyi tanı ile birlikte tedavi edecek duruma getirdi.

31. Radyoloji Kongresi 7-12 Kasım tarihlerinde Antalya'da gerçekleşti. Kongre Başkanı, TRD (Türk Radyoloji Derneği) ve TGRD (Türk Girişimsel Radyoloji Derneği) Başkanı Hacettepe Üniversitesi Radyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr.Okan Akhan 'la radyolojinin dünü, bugünü ve geleceğini konuştuk.

 

Popüler Sağlık: 31. Ulusal Radyoloji Kongresi'ne geniş bir katılım sağlandı.Kongre bilimsel programında hangi konular tartışıldı? Genel bir yorumunuzu alabilirmiyiz?

Prof. Dr.Okan Akhan : Kongremize 1600 kişiye yakın meslektaşımız katıldı. Tarihindeki en yüksek sayıydı. Bilimsel çalışmalar da oldukça fazlaydı. Çünkü ,Türkiye'de radyoloji alanı uluslar arası standartlarla karşılaştırıldığında,bilimsel üretkenliği yüksek olan alanlardan biridir.Dünyanın önemli bilimsel dergilerinin bir çoğunda Türkiye kaynaklı çalışmalar ilk beş sırada görülmektedir.Rahatlıkla söyleyebilirim ki, bilimsel üretkenliği yüksek bir radyoloji ailesi olarak, uluslararası kriterleri başarı ile üstlenebiliyoruz.

Kongrede çok değişik ve çeşitli konularda önemli çalışmalar yapıldı. Özellikle hasta ve hekimi korumaya yönelik X- ışınlarını nasıl azaltabiliriz,daha az doz nasıl verebiliriz en çok konuştuğumuz konuların başında geldi.Meme, karaciğer, böbrek gibi bir çok alanda, alanımızın öncü uzmanları konuşmalar yaptı.

 

Popüler Sağlık: ‘ Tıbbın gören gözü' tanımı ile anlatılmak istenen nedir?

Prof. Dr.Okan Akhan : İlk kez X- ışınlarının keşfi ile o güne kadar sadece muayene ile tanı koyan hekim, o tarihten sonra başka bir göze sahip oldu . ‘ Radyoloji tıbbın gören gözü' derken aslında kastımız ,elimizdeki görüntüleme yöntemleri ile iç organlarını görebildiğimizi, anatomilerini anlayabildiğimizi, patolojilerini görüp ayrıştırabildiğimizi söylemek istiyoruz. Yüksek oranda hızla ve doğru tanı koymanın,tedavi için de çok önemli olduğu biliyoruz.Erken yakalamak demek de ‘ Radyoloji ' demektir.

 
Popüler Sağlık: Tanıları desteklemede çok önemli bir yeri olan radyoloji bilim dalının, teknolojideki gelişmeler ile birlikte ulusal ve uluslar arası alanda bulunduğu yer nerdedir?

Prof. Dr.Okan Akhan : Teknoloji ve bilimdeki gelişmelerle birlikte bugün kullandığımız yöntemlerle bütün hastalıkların tanısını koyma şansına sahibiz. Bilgisayar teknolojisinin günümüzde ilerlemesi ile 3 boyutlu tomografi ile damarları değerlendirebiliyoruz. Koroner arterleri 5-7 sn içinde tarayabiliyoruz. Kısa bir sürede kireçlenme ve tam darlığı tespit edebiliyoruz. Son derece kısa bir sürede koldan ven içerisine opak madde ile süreci tamamlıyoruz.3- 4 dakikalık bir süreçte yüksek doğruluk oranı ile bilgi elde edebiliyoruz.BT ile yaptığımız anjiyografi,daha önceden yaptığımız anjiyografilerin yerini tanı amaçlı olarak büyük ölçüde almıştır. Tanıyı görüntüleme ile elde edemediğimiz zaman,bunların kılavuzluğunda damardan girdiğimiz küçük iğnelerle istediğimiz noktada istediğimiz biyopsiyi yapabiliyoruz.Bize gelen hastaya ya tek tanı koyabiliyoruz yada bir pataloji raporu çıkarıyoruz. Radyoloji alanı özellikle ‘Girişimsel Radyoloji' en ileri alanlarımızdan biri. Hatta girişimsel radyolojinin bazı alanlarında, dünyaya öncülük ediyoruz.

 

Popüler Sağlık: Türk Radyoloji Derneği olarak eğitime çok önem veriyor ve eğitim toplantıları düzenliyorsunuz. Gelecekteki eğitim projelerinizden bahseder misiniz?  

Prof. Dr.Okan Akhan : Bilimsel öğretimin hızlandığı ,bilginin hızla üretildiği ,eğitimin hızlandığı, bu kadar bilginin üretildiği,bilginin dolaşımda kalma süresinin kısaldığı bir dünya ve tıp ortamında, eğitim olmadan halka gerekli hizmeti vermek mümkün değil. Eğitimde tabii ki formal üniversite eğitimi var, meslek içi eğitim var. Ancak yetmediğini biliyoruz. Sağlık Bakanlığı ve YÖK olsa da, biz bir sivil toplum örgütü olarak üstümüze düşeni yapacağız.Aynı zamanda meslek ve bilim örgütüyüz. Hem mesleki sorunlarımızla ilgileneceğiz, hem halk sağlığı sorunları ve hem de bilimsel ortamın gelişmesi için genç meslektaşlarımızın eğitimi ile ilgileneceğiz. Derneğimiz gelirlerini ve tüm varlığımızı eğitime harcayacağız.Ayrıca, halk sağlığı için toplumsal bilgilendirmeyi de çok önemli buluyoruz ve toplumsal çalışmaların bir parçası olmayı arzu ediyoruz.

TRD olarak eğitim konusuna önemli 2 proje başlattık. İlk proje , kış okulları projesi.Kış okulları kapsamında bütün radyoloji asistanlarını ayrım gözetmeksizin özel bir programa alacağız. 2 hafta sürecek bu eğitimlerin tüm masrafları dernek tarafından karşılanacak.Kursa katılacak asistanlar kendi alanlarında uzman hocalar tarafından eğitilecek . Bu kursun asistanların hasta hizmetinde daha yüksek tanı ve tedavisinde etkin olacağını umuyoruz. Diğer projemiz ise burs projesi. Asistanlığı biten 40 yaş altı uzman olan radyologlarımızı ,üst uzmanlık yapmak isteyen uzmanlarımızı yurt dışında destekleyeceğiz.İlk etapta 30 radyolog uzmanın dünyanın en iyi merkezlerinde eğitim görmesini istiyoruz. Yıllık 15bin dolar maddi destek yapacağız.

 

Popüler Sağlık: Bu projelerin ileriye dönük nasıl bir katkı sağlayacağını düşünüyorsunuz? Radyologları gelecekte neler bekliyor?

Prof. Dr.Okan Akhan : 10 sene sonra bütün tıp dallarında en fazla üst ihtisaslı uzman,radyolojide olacak. Çünkü radyaloji olmadan tanı yok.10 sene sonra ise iyice olmayacak. Her 10 sene de bir en az bir yeni görüntüleme yöntemi çıkıyor ve kullanıma giriyor.Şu an PET MR'ın konuşulduğu,moleküler görüntülemenin çok ciddi hamleler kat ettiği bir bilim ortamında yaşıyoruz. Bunlar 10-15 sene içerisinde rutin tanı olarak görülecekler.Tanı ve tedavide çok etkin roller üstlenecekler. Bu dönem için hazırlık yapmak lazım. Bu eğitimleri asistan karnelerine işlenmesini de istiyoruz. Çünkü eğitimle birlikte kalite çabamızda var. Biz eğitim hamlelerimizi sürdüreceğiz. Bunu son derece önemsiyoruz. Eğitim sonrası asistanlarımızın hasta hizmetine , bilimsel araştırmayla ve bilgi ile dönebileceği bir ortamı yaratmak istiyoruz. Başlattığımız projelerin arkasındaki temel mantık budur.

 

Popüler Sağlık: Performansa dayalı hizmetin üniversite hastanelerinde uygulanmasının ne gibi sakıncaları var ve bu sistem radyoloji bölümünün çalışmasını ne şekilde etkileyecek?

Prof. Dr.Okan Akhan : Buna nicelik mi? Nitelik mi ? açısından baktığımızda,nicelik tabii ki önemli. Ancak nitelik olmaz ise, nicelik kabul edilemez. Hastane önlerinde onlarca insanın aylar sonrası için sıra beklemesi,radyolojinin önünde kuyrukların oluşması halk sağlığı için kabul edilemez olduğunu biliyoruz. Şunu da biliyoruz ki, ‘performans sisteminin' çok sayıda hasta muayene etmek ,çok sayıda tetkik yapmak,özellikle eğitim hastanelerinde üst sınırlarının tanımlanmamış olması,eğitim ve hasta hizmetini olumsuz etkileyecektir.Ocak sonunda performansa dayalı hizmet üniversite hastanelerinde de yaygınlaşacak.Biz niceliğe dayalı olarak da bunu sakıncalı buluyoruz.Bunun eğitim ve bilimsel araştırma ortamını zedeleyeceği kanısındayız.Performans uygulanacak ise,bir takım ülkelerde olduğu gibi kalite ve çıktı üzerinden olmasını arzu ediyoruz.Eğitim Hastanelerindeki performansın ,eğitim ve bilimsel araştırmaları da kapsamasını istiyoruz. Üniversitelerin aslı görevi,eğitim ve araştırmadır. Hizmet , bunlara hizmet ettiği sürece anlam kazanır. Bir devlet hastanesi gibi çalışan üniversite hastanesinin gençleri yeteri kadar eğiteceğini ve ne kadar bilimsel araştırma yapacak bir atmosfer yaratacağını ummak iyimserlik olur.

 

Popüler Sağlık: Ülkemizdeki özel ve tüzel radyoloji kliniklerinin sayısı her geçen gün artmaktadır Son zamanlarda radyoloji hizmetinin dışarıdan alınmasındaki artışla birlikte kalite,doğru tanı, raporlamada var olan problemler ve beraberinde ekonomik kayıp sizce artacak mı ?

Prof. Dr.Okan Akhan : Evet.Bu önemli bir sorun.Tam sayısı bilinmemekle beraber,çok düşük hizmet bedeli ile 150 den fazla hizmet alımı dışarıdan alınarak radyoloji hizmeti veriliyor.SUT'a göre her şeyin fiyatı artarken bunun fiyatı aşağı çekiliyor.Bir şeyi ne kadar değersiz hale getirirseniz, çıktısının da o kadar değersizleşeceğini baştan kabul edersiniz.Bu yolla hizmet aslında kalitesi tanımlanmamış bir hizmet. Şartnamede kalite ile ilgili bir madde yok. Uluslararası standartlara göre 50 tetkik yapılması gerekirken 24 saat çalışan bir MR da 150 tetkik ya da 400 BT yapılıyor.Çok tetkik hiç tetkik anlamına gelir. Hiç kimseye faydası yok . Hastaya da hiç faydası yok. Çünkü 180 MR yapılan bir merkezden gelen tetkikin bizim gözümüzde hiç bir değeri yok. Çoğu kez tetkikleri tekrarlamak durumunda kalıyoruz Hastalar ellerinden bir dolu tetkikle yada yeni moda bir türlü açılmayan cd'lerle sistem içinde gezmeye devam ediyor. Ücretleri düşürerek ucuz tetkik yaptırdığını sanan devletimiz ise yanılıyor.SGK daha fazla para ödüyor.Ve maalesef hastalar gereksiz X- ışınlarına maruz kalıyor.

 

Popüler Sağlık: Bu sistemin radyologların için uygun olmayan koşullarda çalışmalarına sebep oluyor diyebilir miyiz?

Prof. Dr.Okan Akhan : Önce şunu belirtmemiz gerekir ki meslektaşlarımız açısından da zor bir durumla karşı karşıyayız. Bir odaya sıkışmış vaziyette hasta hakkında bilgi sahibi olmadan , uluslar arası standarda uymayan çok fazla sayıda tetkike rapor yazmak durumunda kalıyorlar. Devlet , özel veya ihale yöntemi ile istek yapılan merkezlerde bu sistemin zararlı oluğunu toplumundan , ilgili birimlerinde anlamalarını istiyoruz. Yüksek sesle söylemek istiyoruz ki SGK da aslında fazla tetkik ödüyor . Sağlıkta tanı her şeyin başı. Geç tanı veya yanlış tanı ile hem hastayı kaybedebiliyoruz hem de ekonomik boyut büyük oluyor. Hekimlerin hastalarına uygun hizmet verecek koşullarda ve sürede çalışmaları sağlanırsa ,hata oranı da düşecektir.

 

Popüler Sağlık: Hizmet alımı yapılan merkezlerin k alite kontrol ölçütlerinin belirlen­mesinde, TRD olarak Sağlık Bakanlığı ile birlikte çalışmanız önemli bir katkı sağlamaz mı ?

Prof. Dr.Okan Akhan : Derneğimizde bilimsel açıdan standardı saptayan bir komisyon kurduk. Bu komisyonun hangi tetkikin hangi standartta ve ne şekilde yapılması gerektiği konusunda çalışması hazır. Bakanlığımız arzu ettiği takdirde bu konuda birlikte çalışmaya hazırız. Hem standartların eğitimini vermekte, hem de devlet, üniversite,özel bütün merkezleri denetlemekte işbirliğine hazırız.Sağlık Bakanlığı ile birlikte hareket etmek bizi memnun eder. Uluslararası standarda uygun birlikte nicelik ve nitelik için optimizasyon sağlayacak önemli bir karar olacaktır.

 

Popüler Sağlık: Radyolojinin kullandığı yöntemler tamamen zararsız mıdır?  

Prof. Dr.Okan Akhan : Ses dalgalarının (ultrason) ve manyetik alanların (MR görüntüleme) kabul edilen bilimsel limitler içerisinde tekrar tekrar kullanılmalarının bilinen herhangi bir zararı yoktur. Bu yüzden bu yöntemler hamile hastalarda bile güvenle kullanılmaktadırlar.

X-ışınları kullanılan yöntemler (röntgen çekimleri, bilgisayarlı tomografi vs.) için ise durum biraz farklıdır.Bu yöntemlerin kullanılması hastaların radyasyona maruz kalması sonucunu doğurmaktadır. Hastanın maruz kaldığı radyasyon dozu çok sıkı bir biçimde kontrol edilse de, x- ışınları ile özellikle tekrarlayan incelemeler söz konusu olduğunda, fayda-zarar dengesinin göz önünde bulundurulması gerekir.Tüm radyolojik işlemlerin gerçekten gerektiğinde,doğru bir şekilde ve mutlaka bir radyolog tarafından gerçekleştirilmesi esastır. Radyolojide yine en önemli konulardan biri de x-ışını ile çalışan cihazların düşük radyasyonlu olanları tercih edilmelidir. Düşük dozlu cihazlar yok ise, mevcut cihazların bazılarına düşük doz yazılımları eklenebilir.

 

Popüler Sağlık: Türk Girişimsel Radyoloji Derneği'nin de başkanlığını yürütüyorsunuz. Girişimsel radyoloji kısaca nasıl tanımlarsınız? Ulusal ve ulusalar arası oldukça önemli çalışmalar yapılıyor. Girişimsel işlemler yeteri kadar biliniyor mu ?

Prof Dr Okan Akhan : Girişimsel radyoloji bizim heyecan duyduğumuz alanlardan biri.Girişimsel radyoloji halk tarafından çok bilinen bir kavram değil.Girişimsel işlemler dediğimizde, karşılığında akıllarında hiç bir kavramın olmadığını tahmin edebiliyoruz. Girişimsel işlemler ihtiyaç duyulduğunda insanların öğrendiği bir şey. Radyoloji kelimesin olması film çektirmek olarak algılanmasına sebep oluyor.

Görüntüleme kılavuzunda daha önce cerrahi tekniklerle yapılan bir çok tedaviyi perkutan tekniklerle yapmak olarak geçmektedir. Ama özeti şu; eskiden cerrahi yöntemlerle tedavi edilen büyük bir grup hastayı, hedefe oldukça ince kateterler kullanarak görüntüleme cihazları kılavuzluğunda damar içine girerek ameliyata gerek olmaksızın tedavi eden işlemlerdir. En az cerrahi kadar etkin ve cerrahiden komplikasyonları daha az olan,ucuz ve hastalarında daha kısa sırada evine gönderebildiğimiz tedavi yöntemidir. Bunun dışında işleme bağlı ölüm oranı ve komplikasyon oranı cerrahiye nazaran çok daha azdır. Ayrıca bunlar öyle işlemler ki , gerektiğinde kısa bir süre sonra tekrarlanabilirler. 10 gün önce ameliyat ettiğiniz hastayı tekrar ameliyata aldığınızda komplikasyon oranı çok yüksek olur. Ama girişimsel radyoloji işlemlerinde hastalık tekrarlandığında bu süre 10 gün gibi kısa sürede olsa dahi işlem yapılabilir.

Türkiye'de ise, girişimsel radyoloji uluslararası standartlara uygun aynı ayarda ve aynı kalitededir. Özellikle bazı merkezlerimiz dünya çapında çalışmalara imza atmaktadır. Dünyanın her tarafından girişimsel radyoloji eğitimi almak için geliyorlar. Benimde yer aldığım Hacettepe girişimsel radyoloji bölümü grup olarak yurt içi eğitimler dışında,çok sayıda yurt dışına eğitim veren bir durumdadır. Benzer kalitede Türkiye'de en az 10 merkez var.Bu işlemleri uygun yapan son derece iyi yetişmiş uluslararası standartlarda uzmanımız var.Son derece küçük ama son derece bilimsel olarak aktif bir gruptan bahsediyorum.Bu grup, tıbbın bütün dalları ile etkileşim içerisindedir. Bizim en yakın çalışma arkadaşlarımız klinisyenler ve cerrahlardır.Dolayısıyla,tıbbın geldiği noktada en iyi icra eden bir grup olduğumuzu söyleyebilirim.Biz profesyonel hayatın daha yüksek kalitede icra edilmesi için, multidisipliner çalışmayı içselleştiren bir grubuz.

 

Popüler Sağlık: Son olarak vermek istediğiniz bir mesajınız var mı ?  

Prof Dr Okan Akhan : Sağlık Bakanlığı Avrupa'da ve bütün dünyada radyoloji bilim dalı altında bir bilim dalı olarak kabul edilen girişimsel radyolojiyi, maalesef halen kabul etmemiştir. Umarım bir an önce kitaba ve bilime uygun bir şekilde bir düzenleme yapılır.Bu şu nedenle önemli; bu işlerin formal eğitimini verme işini biz yapıyoruz ve Türkiye'nin bu formasyona uygun çok sayıda insana ihtiyacı var. Sayımızı ikiye katlamamız gerekiyor.

 
 
Popüler Sağlık Dergisi 45.Sayı
Zeynep Çetinkaya
Copyright © populersaglik.com