Popüler Sağlık Dergisi
 
Anasayfa
Hakkımızda
Yayın Kurulu
Arşiv
Künye
İletişim
Ayın Konusu
Kongre Takvimi
Kitap Köşesi
Sağlık & Tıp Dernekleri
 
 
Popüler Sağlık Dergisi Sayı 74 Kasım-Aralık 2020l
 
 
 
 
 
ENDOKRİNOLOJİ-METABOLİZMA
 
 

YÜZYILIN PANDEMİLERİ: COVID-19 VE OBEZİTE

Covid -19 obezite hastalarının da bulunduğu yüksek risk gruplarındaki kişiler için hayati bir tehdit haline geldi. Ciddi bir akut solunum sendromu olan bu hastalık, hastanede ve özellikle yoğun bakımda tedavisi devam eden obeziteli hastalarda çok daha ağır seyredebiliyor.

Prof.Dr.Bülent Okan Yıldız:'' Yüzyılın Pandemileri: Covıd-19 Ve Obezite  

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız ‘‘Obezite ve COVID-19’’ ilişkisi hakkında sorularımızı yanıtladı. Prof.Yıldız pandemi döneminde maske, mesafe ve hijyen kuralları ile birlikte beslenme, uyku, stres ve egzersiz’in önemine dikkat çekti.

Öncelikle dünyada ve ülkemizde obezite prevelansı nedir?

Obezite’nin de bir pandemi olduğunu biliyoruz. Dünya’da kilolu ve obez 2 milyar erişkin var. Tüm erişkinlerin %13’ünün VKİ değerleri 30’un üzerinde. Bu problemin dünyanın farklı bölgelerinde farklı ağırlıklarda olduğunu görüyoruz. Türkiye’de obezite her 3 erişkinden birinde karşımıza çıkıyor.

COVID-19’da güncel durum gittikçe artıyor. Bu sayılara göre oldukça çok klinik veri var, araştırma sonuçları ile ilgili birçok ülkeden paylaşım yapılıyor. Sizce ne kadarı gerçeği yansıtıyor ve sonuçlara katkısı ne olacak?

John Hopkins Üniversitesi salgının başından beri günlük verileri yayımlıyor. Kasım 2020 itibarıyla dünyada vaka sayısı 56 milyonun üzerine çıkmış durumda. Salgının resmi olarak açıklanmasının üzerinden 9-10 ay geçmiş olmasına rağmen klinik verilerin paylaşımında ve değerlendirmesinde çok ciddi problemler var. Uluslararası dergi editörleri ve yazarları bilimsel verilerin en hızlı şekilde yayımlanması için çaba gösteriyor ancak bu durum eksik veya kalitesi düşük verilerin de uygun değerlendirmeden geçmeden paylaşılmasını beraberinde getiriyor. Önümüzdeki yıllarda pandemi dönemindeki makalelerin niteliği, kalitesi, güvenilirliği ile dergilerin yayıncılık konusunda tutumu üzerinde çok konuşulan ve tartışılan bir konu olacak.

Obeziteli veya kilolu bir bireyde COVID-19 riski daha artabilir diyebilir misiniz?

Bizim literatürde mevcut çalışmaları değerlendirerek yaptığımız meta-analizin sonuçlarına göre obezite hastaneye yatışı %30, yoğun bakıma yatışı %50, mekanik ventilatör ihtiyacını %80 oranında artırıyor. Mortalitede de %28’lerde risk artışı görünüyor ancak bu artış istatiksel anlamlılığa ulaşmıyor. Yoğun bakımda obezite paradoksu ya da çalışmalarda tanımlanmamış faktörler mortalite üzerindeki bu sonuçta etkili olmuş olabilir.

Obezite COVID-19 ilişkisini değerlendiren ve en saygın dergilerde yayımlanmış büyük çalışmalarda dahi verilerin çok heterojen olduğunu, VKİ bilgisinin hastaların öykülerinden elde edildiğini ve hastaların yarısında hatta daha fazlasında eksik olduğunu görüyoruz. Bugüne kadarki çalışmalar ya retrospektif ya kesitsel ya da çok kısa süreli sonlanım raporlamış durumda. Verilerin hemen tamamı hastaneye başvuran hastalardan elde edilmiş hastaneye yatmadan hafif enfeksiyon geçirenlerde.

‘‘KARIŞTIRICI FAKTÖRLER BİRÇOK ÇALIŞMADA KONTROL ALTINA ALINMAMIŞ DURUMDA’’

COVID-19 obezite ilişkisinde yalnızca VKİ rakamı üzerinden risk tanımlamak çok doğru değil. Yoğun bakım şartlarında zaten VKİ ile adipozite değerlendirmenin çok sağlıklı sonuç vermediğini biliyoruz. Ayrıca nütrisyon, fiziksel aktivite durumu, eşlik eden komorbiditeler gibi birçok karıştırıcı faktör hakkında çalışmalarda yeterli bilgi bulunmuyor. En önemlisi, raporlama, tedavi protokolleri, hastane ve yoğun bakım yatış endikasyonları salgının başından bu yana aynı ülkede hatta aynı merkezde değişiklik gösterebiliyor. Mevcut verileri yorumlarken tüm bu faktörleri de dikkate almak gerekli.

Obezite COVID-19 riskini artırıyor ve hastalığın daha şiddetli olmasına yol açıyorsa bunun nedenleri ne olabilir? 

Obezitede enfeksiyon riski genel anlamda artıyor. SARS-CoV-2 özelinde en çok konuşulan husus, ACE2. Virüs hücreye girerken ACE2’yi kullanıyor. Viral patagonezde farklı evreler var. Önce virüse karşı verilen bir cevap fazı var, daha sonra da inflamatuar cevap işin içine giriyor. Sağlıklı bir bireyde bu viral cevabın makul sürede azalması, inflamatuar cevabın da zamanında progresif olarak ilerlemesi gerekiyor.

Obezite durumunda yağ dokusunda artmış ACE2 ekspresyonu nedeniyle bu dokunun virüs için bir rezervuar fonksiyonu görebileceği ve sitokin fırtınasını tetikleyebileceği düşünülüyor. ACE2 yanında obezitede yağ dokusunda artmış olan DPP4, CD147 ve furin de artmış enfeksiyon riskine katkıda bulunuyor olabilir.

Riski artıran başka faktörler var mı?

Adipozite ve COVID-19 ilişkisinde pulmoner, kardiyometabolik, immün, inflamatuvar ve trombotik mekanizmalar rol oyanayabilir. Obezitede kardiyorespiratuvar ve metabolik rezervin azalmış olması beraberinde immün hiperreaktivite ile birlikte bozulmuş immün cevap COVID-19 şiddetini artırabilir. Eşlik eden kalp hastalığı, böbrek hastalığı ve endotel hasarı da klinik sonlanımlarda önemli. Obezitesi olan COVID-19 hastalarında kardiyak yönden ejeksiyon fraksiyonu korunmuş kalp yetmezliği, kardiyomiyopati ile artmış atriyal fibrilasyon riski dikkat çekiyor. Yine böbrek yönünden glomerulopati, proteinüri ve böbrek yetmezliği riskinin de arttığını görüyoruz.  

COVID-19 tanılı ve obezitesi olan bireylerin yönetiminde zorluklar nelerdir?

Özellikle morbid obezitede transport ve damar yolu ile ilgili problemler olabiliyor. Birçok hastanede bariyatrik yatak imkanları sınırlı. Görüntülemede zorluklar karşımıza çıkabiliyor. COVID-19 tanı ve izleminde tomografi önemli ancak morbid obezitesi olan bir hastanın hastanedeki cihaza sığamadığı durumlar var. Hastaların büyük bir kısmında mekanik ventilasyon ihtiyacı gelişiyor. Havayolu yönetimi, entübasyon ve yoğun bakımda pozisyon vermek morbid obezitesi olan hastalarda zor olabiliyor.

Şu an aşı gündemde ve açıklamalara göre aşının etkinliği oldukça yüksek. Obezitesi olan bireylerde etki farklığı olabilir mi?

Bu konu için henüz elimizde COVID-19 için veri yok ancak geçmişteki veriler obezitesi olan bireylerde bağışıklık sisteminin bazı bozukluklarının aşı kullanımında olumsuz etki gösterebileceğine işaret ediyor. Bu anlamda obeziteyi özel bir grup olarak değerlendirmek lazım. Yeni aşı, bu grupta normal vücut ağırlığına sahip kişilerle aynı düzeyde koruma sağlayamayabilir. Halihazırda devam eden faz 3 çalışmalarının sonuçlarının bu konuda yol gösterici olmasını bekliyoruz.

Covid -19 obezite hastalarının da bulunduğu yüksek risk gruplarındaki kişiler için hayati bir tehdit haline geldi.

‘‘PANDEMİ KİLO ARTŞINA, SAĞLIKSIZ BESLENMEYE VE HAREKETSİZ BİR YAŞAMA DA NEDEN OLDU!’’

Pandeminin obezite üzerine etkisi ile ilgili yapılan araştırma veya çalışmalar var mı?

Bu konu ilgili yeni çalışmalar yapılıyor. Örneğin İtalya’da obezitesi olan çocuklarda karantina döneminde yaşam tarzı nasıl değişmiş bakıldığında şekerli içecekler ve cips vb tüketimi ile ekran karşısında vakit geçirme ve uyku sürelerinin arttığı, buna karşılık sebze meyve tüketiminin ve fiziksel aktivitenin azaldığı rapor edildi. Sağlık davranışında bu değişiklikler, orta uzun vadede obeziteyi tetikleyebilir.

Bir başka örnek ise Amerika. Önümüzdeki dönemde en çok konuşulacak konulardan biri plan ‘sağlık eşitsizliği’ obezitenin COVID-19 ilişkisinde ön plana çıkıyor. Sağlığın sosyal belirleyicileri, ırksal ve etnik ayrımcılık, sağlıklı gıdaya ve sağlık hizmetine erişim, lokasyon ve fiziksel çevre, sosyoekonomik konum, eğitim ve toplumsal durum son derece önem kazanıyor. Bazı grupların sağlık hizmetine istedikleri gibi veya istedikleri sürede ulaşamadıklarını biliyoruz. Bu durum da COVID-19 klinik sonlanımlarını önemli ölçüde etkiliyor.

Bu veriler gelecek için size ne gösteriyor?

Obezite-COVID-19 ilişkisini yeni öğreniyoruz ama bugüne kadar olan veriler ışığında, bu iki salgının birlikte çok daha tehlikeli olduğunu söyleyebiliriz. Obezitesi olan hastalarda COVID-19 daha ağır seyrediyor ve daha özel bakım gerektiriyor. COVID-19 için alınan koruyucu halk sağlığı önlemleri bir tarafta enfeksiyonu kontrol altına almaya yararken diğer taraftan obezitenin toplum prevelansını artırma riski taşıyor. Bu nedenle iki salgın ile eş zamanlı mücadele etmek önemli. Gelecekte bu iki salgın arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamak için, geniş ölçekli, iyi tanımlanmış klinik sonuçları objektif olarak değerlendiren, prospektif izlem çalışmalarına ihtiyacımız var.

COVID-19 risk faktörünü artıran faktörlerden özellikle nelerin araştırılması veya değerlendirilmesi gerekiyor?

Pulmoner, kardiyometabolik, immün inflamatuar ve trombetik mekanizmaların her birinin ayrı ayrı ve birlikte değerlendirmek gerekiyor. Klinik olarak bilimsel verimiz yeteri kadar olmasa da, bildiğimiz şu ki; obezitesi olan hastalar geldiğinde daha özel klinik bakım gerektiriyor. Bizim bunu sağlamamız gerekiyor. COVID-19 için alınan koruyucu halk sağlığı önlemleri infeksiyonu kontrol altına almaya yararken diğer taraftan obezitenin toplum prevelansını artırabilir, dolayısıyla ikisi ile mücadelenin eş zamanlı olması önemli.

Pandemi ile yaşam, obeziteyi nasıl etkiledi ya da etkiliyor? 

Karantina, izolasyon ve toplumsal hareketlilik kısıtlamalarının enfeksiyonun yayılmaması için gerektiğini biliyoruz. Öte yandan bu tedbirler insanda anksiyete, öfke ve stresi artırarak sağlıksız yaşam tarzını beraberinde getiriyor. Salgın tedbirleri ile birlikte fiziksel aktivitede azalma, yeme içme davranışları bozulma, sosyoekonomik güçlükler ve psikososyal durum bozuklukları ortaya çıkıyor. Tüm bunların enerji metabolizmasına yansıması hem obez hem de obez olmayan bireylerde kilo artışına meyil olarak karşımıza çıkıyor.

Son söz olarak; fazla kilolu ve obeziteli bireylere bir mesajınız var mı? 

Salgın döneminde klilo fazlalığı ve obezite durumunda alınabilecek tedbirleri 4 harften oluşan ‘BUSE’ kelimesi ile tanımlıyorum. ‘B’ harfi beslenme. Bunun için mutlaka sağlıklı ve dengeli bir beslenme programı lazım. ‘U’ harfi uykuyu temsil ediyor, 6-8 saat kesintisiz gece uykusuna dikkat edilmeli. ‘S’ harfi stresi ifade ediyor. Stres yönetimi çok önemli. Çünkü bir kişide stres düzeyi ne kadar yüksekse kilo vermek o kadar zorlaşıyor. Strese bağlı olarak vücut özellikle bel çevresinde fazla yağ tutmaya başlıyor. Dolayısıyla sağlık riski artıyor. Son harf ‘E’ ise egzersiz. Hareket etmeden kilo kontrolü sağlamak mümkün değil. Bu nedenle salgın döneminde de evde ya da dışarıda fiziksel mesafe kurallarına uyarak mutlaka yeterli düzeyde egzersiz yapılmalı.

 
Popüler Sağlık Dergisi
74.Sayıdan Röportaj :Zeynep Çetinkaya