|
|
Kongre Haberleri |
|
|
|
|
|
3. Uluslararası Katılımlı Aile Hekimliği Kongresi
(AHEKON 2012) Manavgat Antalya'da gerçekleştirildi. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Yurt genelinde 21000 Aile Hekiminin üye olduğu Aile Hekimliği Derneklerinin birleştiği Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu - AHEF’in uluslararası katılımlı tek kongresi “AHEKON 2012” 10 -14 Ekim 2012 tarihleri arasında SEMTUR organizasyonuyla Antalya Starlight Convention Center Thalasso & Spa Oteli’nde düzenlendi.
AHEF başkanı Dr.Murat Girginer açılış konuşmasında AHEFin gelecek planlarından ve stratejilerinden bahsetti, ortak akıl ve ortak dil oluşturulmasının önemine dikkat çekti. UEMO Başkanı Dr.Ferenc Hanjal UEMO'nun AHEFin güçlü bir üyesi olmasını dilediklerini ifade etti. WONCA Başkanı Prof.Lilliana Arias Castillo ise konuşmasında kendi deneyimlerini paylaştı.
|
|
 |
|
|
|
|
|
Kongre kapsamında düzenlenen “Hekime ve Sağlık Çalışanlarına Şiddet” konulu basın toplantısına katıan AHEKON Kongre Başkanı ve AHEF Dernek Başkanı Dr. Murat Girginer, AHEF 2.Başkanı Dr. Halil Aktaş, Eğitim Komisyonu Genel Sekreteri Dr. Senem Şener ve Eğitim Komisyonu Yürütme Kurulu üyesi Dr. Erhan Kabasakal önemli mesajlar verdi. Prof.Dr. Şevki SÖZEN ve Doç. Dr. Acar AREN hekime şiddetin medyada yansımları ile ilgili düşüncelerini aktardı. |
|
 |
|
''Dr.Ersin Arslan'ı unutmadık ,unutturmayacağız''
AHEF Başkanı Dr.Murat Girginer, toplantının ana gündem maddesinin ''hekime ve sağlık çalışanlarına şiddet'' olduğunu belirterek, Dr.Ersin Arslan'ı unutmadıklarını,unutturmayacaklarını dile getirdi.Hekime ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin sadece fiziksel değil sözlü olarak da yapıldığını dile getiren AHEF Başkanı Murat Girginer toplantıda:''Gündemimiz 'hekime ve sağlık çalışanlarına şiddet'. Nisan ayında Gaziantep'te meydana gelen elim hadiseyi unutmuyoruz. Kardeşimiz Dr.Ersin Arslan'ı saygıyla anmaya devam ediyoruz.Onu sürekli hatırlayacağız ve hatırlatacağız.
Hekime şiddet bizim için çok önemli.Ülkemizde son dönemde medyanın ilgisini fiziksel şiddet çok çekiyor ama aslında, bizim için önemli olan
ve günlük pratiğimizde çok sık karşılaştığımız buzdağının görünmeyen kısmı olan sözel şiddet de var. Bu şiddetlere hastaların karşılanmayan uygunsuz beklentileri sebep oluyor. Hastaların bizim herşeyi yapabileceğimize,her hastalığı tedavi edebileceğimize olan inançları ya da çok kötü durumda olan hastasını bir dokunuşumuzla düzeltebileceğimize olan inançları ile körü körüne
inanmaları sebep oluyor.'' |
|
''Türk hekimleri özveri ile çalışıyor.Bu özverili çalışmanın karşılığının bu olmaması gerek'' |
''Bu yıl kongremizde özellikle hastaların bilgilendirilmesi ile ilgili önemli fikirler çıktı. Hastaların bilgilendirilmesi, nelerin yasal nelerin yasal olmadığını bilmesi gerekiyor.Sonuçta ülkemizde dozu gittikçe artan hekime ve sağlık çalışanına şiddet olayı var.Buna karşı biz hekimler, güç birliği yaparak, gerekli tedbirlerin alınması istiyoruz.Belki en önemli tepki hastaların fiziksel veya sözel şiddete başvuran hastaların, hasta yakınlarının tutuksuz yargılanmaları değil, yargılanma sürecine kadar tutuklu yargılanmaları ile ilgili bir düzenleme yapılabilir.Bu biraz sıkıntının önüne geçebilecek bir uygulama olabilir. Sonuçta biliyoruz ki bizler bu ülkenin çocuklarıyız. Tıp fakültesi öğrencisi iken mahallenin, Ayşe teyzenin, Mehmet amcanın göz bebeği idik. Şimdi ne oldu da bizi düşman olarak görülen sağlık çalışanı var. Biz buna tepki gösteriyoruz. Bizler bunu hak etmediğimizi düşünüyoruz. Gerçekten Türk hekimleri özveri ile çalışıyor.Bu özverili çalışmanın karşılığının bu olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Acilen ilgili kurumların gerçek önlemleri alması gerektiğini ifade ediyoruz'' |
|
''Hekimler olarak iletişim becerilerimizi arttırmamız gerekiyor'' |
Dr.Girginer hekimlerin de üzerine düşen önemli görevlerinin olduğunu kadar,medyanın tüm birimleri ile şiddeti önlemede önemli sorumluluklarının olduğunu belirtti. Dr.Girginer '' Hekimler olarak iletişim becerilerimizi arttırmamız gerekiyor.Hekimler olarak bizler hastalarla iletişim sorunlarımızın olup olmadığını konusunda da tartışıyoruz.Kendi açımızdan iletişim becerilerinin artması gerektiğini düşünüyoruz..Son yıllarda tıp ve teknolojinin gelişmesi ile birlikte hastaların beklentilerinde de artış var.Salt bir tıp eğitimi dışında hekimlerinde iletişim becerileri ile ilgili bir eğitim alması gerektiği aşikar.Bizler aile hekimleri olarak delege edebiliyoruz, hastalarımızla birebir konuşup kuralların neler oluğunu tartışabiliyoruz ama ne yazık ki bizim almış olduğumuz bu önlemler yeterli olmuyor. Çünkü bizim dışımızdaki faktörler örneğin medyada , ya da dizilerde ön plana çıkan hekime şiddet duygusu var. Örneğin bir dizide yasadışı yaralanan acil bir hastaya gitmeyen yada farklı bir şekillde davranan doktora silah zoruyla baskı kuran olumsuz örnekler görebiliyoruz. Bu gibi senaryolar hekime şiddeti arttıran unsunlar.Bunun tam tersinin olması gerektiğini düşünüyoruz.Bu bir toplumsal sorumluluktur. Hatta dizilerde ve medyada hekimle hastanın karşı karşıya olmadığı duygusuna yer verilmelidir. Özellikle medyanın ve dizi yönetmenlerin, oyuncularının belki reklam filmlerinin , eğiticilerin bu yönde çalışması gerektiğiniz düşünüyoruz.Aslında biz hastaların yanında onların sağlık haklarını koruyan kişileriz.Ama ne yazık ki tam tersi bir algı oluşturuldu.Bu algı insanlara bilinç altında şiddeti körükleyen bir durum yaratıyor.Hekimler hastaların karşısında,hastalar hekimlerin karşısında. Bizim önüne geçmemiz gereken
aslında bu.Biz hastamızın yanındayız.Gerçek olan duygumuz bu.''dedi |
|
''Avrupa'daki en dinamik en aktif çözüm üreten 'Aile Hekimleri' biziz.''
Aile hekimliğinin ülkemiz için doğru sistem olduğunu ifade eden Dr.Bilginer sözlerine şöyle devam etti: ''Federasyon olarak biz kurumsal duruşumuzla hekimlerimizin haklarını korumayı ve geliştirmeyi görev edindik. Dolayısıyla bunla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Özlük haklarımızla ilgili henüz yeni çıkan bir düzenleme yok ama olacağı bilgimiz var. Bunun dışında gerçekten Türkiye'de aile hekimliği ile ilgili kafa karışıtırıcı bilgiler var.Oysa Avrupa'da aile hekimliğini terkeden ülke , uygulamanın yanlış ve başarısız olduğu ile ilgili bir örnek yok. Nedense Türkiye de olumsuz bir lansman yapıldı. Şu an Avrupa'daki belki en dinamik en aktif çözüm üreten aile hekimleri biziz. Diğer ülkelerin başarısını geçmek istiyoruz.
Avrupa'da aile hekimliği ile ilgili olumsuzluk yok. Hatta İngilere'de ülkenin sağlık harcamalarının %75 'inin birinci basamak aile hekimliği hizmetlerine gidiyor.Yakın bir gelecekte yüzyıldır uygulayan İngiltere 'de bu oran %90'a çıkacak. Birinci basamağa ne kadar önem verirseniz hastaları , koruyucu tıbbı, kronik hastalıkların yönetimini ne kadar iyi uygularsanız, hastalıkların önlenmesini de o kadar kolaylaştırırsınız. Bu da sizin ekonomik olarak ülke ekonomisine sağlık harcamaları açısından katkı sağlar.Bunu da en iyi uygulayacak aile hekimliğidir.'' |
|
|
|
''Güvenli bir ortamda güvenli bir şekilde hizmet etmek istiyoruz.''
Prof.Dr.Şevi Sözen:''Sadece hekime ve sağlık çalışanlarına yönelik değil , toplumsal şiddet artıyor.Toplumsal şiddeti soyutlayıp sağlıkta şiddeti azaltmanız mümkün değil. Hekim hastası için var.Hastalığına çare bulmak için var. Bu ancak karşılıklı doğru bir iletişimle olur.Bizler bu toplumun birer ferdiyiz.Doğal olarak hekime yapılan şiddet sadece o hekimi yaralamıyor. Verilecek olan sağlık hizmetinin ciddi bir şekilde aksamasına da sebep oluyor. Bundan da hem hekimler hem de toplum bundan zarar görüyor.Ve bizler ne olursa olsun şiddet kime hangi nedenle olursa olsun karşısındayız..Ama bir gerçek var ki,bizler mesleğimizi uygularken şiddete uğrayacağız korkusuyla ya da hiç beklemediğimiz bir yerde bir noktada, beklemediğiniz bir kimse tarafından yok edileceğimiz yada en yakın arkadaşımız yok edilecek korkusuyla bu mesleği uygulamak istemiyoruz.Bizler de güvenli bir ortamda güvenli bir şekilde hizmet etmek istiyoruz.'' dedi. |
|
 |
|
''Önemli olan hizmete standart gelmesi .''
Dr Erhan Kabasakal sağlığın bir standartının olmadığını belirtirken;''Hekim bir insan.Canlı hiç bir şeye bir standart koyamazsınız. Hastaya standart koyamazsınız.Tek taraflı bir standart koyduğunuzda çözüm çok fazla olmuyor. Önemli olan hizmete standart gelmesi .O zaman belki hizmet alan ne şekilde hizmet alacağını öğrenir, hizmet veren de nasıl hizmet vereceğini öğrenir.Çünkü hizmetin standartı bellidir.Türkiye'deki sağlık hizmetinin bir standart yok.Kurumlar ISO belgesi vs tüm kalte belgelerini alabilir.Ama hizmet belgesi standartları , kuralları çerçevesi maalesef belli değil. Bu kuralları koyacak olan belki bizim yetkimizde olabilir ama asıl biz değil sağlık hizmetini sunan kimse,o koyacaktır. Özel hastaneler bakanlık kuralları dışında kendi içinde hizmet kurallarını koyuyor.Burada standartlar bellidir ama bizlerde böyle değil . O yüzden hekimleri tek bir standarta sokmanız mümkün değil.
130bin hekim var.Bu hekimlerin %98'i en az düzgün çalışan hekimler. Sanki bütün hekimler bunu yapıyor gibi algıda bir hata yapılıyor. Haber yapanlar da , hizmet sunanlar da her yerde bu var. Az sayıda yasal olmayan hizmet veren hekimlerin dışındaki , standarta uyan hekimleri yok sayamayız. Kötü örnekleri haber yaparak bunu çözemeyiz. Bizim amacımız farkındalık aratmak.Saygılık azaldı. Bu toplantılarla düzletmek mümkün değil. Hep birlikte düzelteceğiz..''dedi. |
|
|
|
''Medya'ya önemli iş düşüyor.''
Doç Dr. Acar Eren medyanın şiddet haberlerini verirken daha dikkatli olması gerektiğini söyledi. Dr.Eren '' Bu sadece Türkiye'de değil, birçok ülkede sağlık çalışanlarına yönelik şiddet var. Beklentilerin çok yüksek olması şiddeti arttırıyor. Onlarca olumsuz başlıklı örnek haber var. Örneğin medya da çıkan bir kaç haber de 'BŞ.'e Kötü haber! Doktor ihmali yok ,diğer bir haber de başlık '' Doktora cezaya öfke' . Doktor az ceza almış öfke buna karşı. Bu şekilde ve hep negatif haber başlıkları ile haber yaparsanız haber adına kıymetli olabilir. Doktorun pozitif bir haberi medya açısından değerli bir haber olmayabilir. Bu tip negatif haber o kadar çok ki gün bir kaç böyle habere rastlıyorsunuz.Kötü haber diye başlık yaparsanız negatif haberleri okuyan hastada negatif yaklaşır.
Dr.Ersin Aslan'ın ölüm haberi medyada çok fazla işlendi.Bunu takip eden günlerde şiddet oranları arttı. Bir bürokrat bile siddet uyguladı.Bu haberler çağrışım yapıyor..Biz medyadın buna dikkat etmelerini, bu şekilde haberleri yaparken iki kere düşünmelerini istiyoruz..Hekime karşı şiddet sadece Türkiye' de değil dünyada uygulanıyor.Doktora ,sağlık çalışanlarına karşı olan bu durum sistemin sorunu .Bu biraz kapitalist sistemin ve sağlık yatırımlarındaki sistem değişikliğinin getirdiği durum. Avrupa'da da doktorlara ödenen ücretlerde düşüşler var.Saygınlıkları da bir şekilde azalmaya başladı. Ancak bunu biz Türkiye'de ciddi anlamda hissediyoruz.''dedi. |
|
|
|
''Hekime düşen kayıtlı hasta sayısının azaltılması gerekiyor.''
'Doğru bir denklem var.Hastanın keyfine bağlı ve gereksiz harcamaların önüne geçerseniz, zaten sistem kendisini finansa etmeye başlayacak.İngiltere örneğinde aile hekimliği bütçe harcamalarını %75'den %90'a çıkardılar. Bunun bir nedeni var. Çünkü doğru yere ödemeyi yapar ve oradaki savunma hattınızı iyi kurarsanız, ikinci ve üçüncü basamak hizmetlerinde veya farklı noktalardaki harcamaları azaltabiliyorsunuz. Dolayısıla sistem de doğru uygulandında kendini finansa edebilecek bir sistem.Sistemin güzelliği ve ülke sağlığına katkıları bundan kaynaklı. AH sisteminde hasta sayımız normalden çok fazla. Bir sevk sistemi getirmeniz sağlık sistemi içinde ciddi sorunlara yol açabiliyor. Dolayısıyla bizim bu konuda sevk zincirinden önce hekime düşen kayıtlı hasta sayısının azaltılması gerekiyor.Bu da hekim sayısını arttırarak yapılacak.Şu an 3600 civarında hekime kayıtlı kişi sayısı var. Bunu 2000'e çekmek için mevcut hekim sayısını 21binden yaklaşık 30-40bin civarına çekmek gerekiyor.Yeni hekimlerin aile hekim sistemi içine alnıması gerekiyor.Hedef böyle planlanmalıdır . Aile hekimliği uygulaması Türkiye'de 2005'den beri var olan ancak uygulamaya geçmesi iki yıl olan çok genç bir uygulama.Olumlu yanları ile birlikte olumsuz yanları da var. Bize düşen görev olumlu yanlarını ön plana çıkarmak, olumsuz yanlarınıda ortadan kaldırmak.Bütün çabamızda bu yönde. |
|
Biz bir meslek ötgütüyüz. Aile hekimlerinin haklarını koruma ve geliştirme yanında , halkın sağlığını da göz önüne alarak toplum sağlığına katkı sağlamaya çalışıyoruz. Kaldı ki ,hekimliğin özü zatenbu.Biz her platformda olumsuz yanlarını düzeltmek için gerekli önerilerimizi yapıyoruz.Çözüm önerilerimizi sunuyoruz.Bütün iletişim kanallarını kullanıyoruz.Çok genç bir fedarasyonuz.Özellikle son bir yıldır önemi mesafe aldığımıza inanıyoruz.En azından herkes bizim toplum sağlığı ve hekimli adına bir şeyler yaptığmızı net bir şekilde öğrenmiş bulunuyor. Bizim üzerimize düşen , çözüm önerilerini tekrarlamak ve yapılabilmesini sağlamak .Umutluyuz .Çünkü doğru noktalatrda doğru çözümler sunuduğumuzu biliyoruz.Sağlık Bakanlığı ve kanun koyucu diğer kurumlarla görüşüp sistemdeki düzenlemeleri yapmak üzere fedarasyon olarak önerilerimizi sunuyoruz. Bu önerilerimizi değerlendireceklerini ve gerekli düzenlemeleri yapacaklarını ümit ediyoruz.'' |
|